29 Ocak 2008 Salı

teknoloji çocukları

Kucuk yaslarda karne hediyesi olarak gelen Atari 2600’lerle basladi kariyerimiz.
    Yaz boyu Joystick sallayarak guclenen bileklerimize, daha sonralari Commodore64’lerimize
    kafa ayari yaparken cok ihtiyacimiz oldu. O kafa ayarlari ki bizlerin de kafasini hep daha yeni,
    hep daha farkli seyler yapmaya ayarladi. Sonralari Amiga 500’leri gorduk.
    Kimileri sabaha dek oyun oynarlarken biz grafik tasarimlar, elektronik muzik denemeleri
    ve basit programlar yazmayi hatta database tutmayi bir birimize sora sora ogrendik.
    Is olsun diye degil sevdigimizi icin yaptik tum bunlari.

    PC’ler simdi muzelik olan islemcileri ile emeklemeyi birakip yurumeye basladiginda
    hemen bir PC  sahibi olan da bizlerdik. Internet gelmeden cok daha oncelerde,
    elden ele dolasan disketler buyuklugunde bir network’umuz vardi bizim.
    Ama Turkiye’de ilk 56k’lik modemleriyle dahil oldugumuz bu yeni ucsuz bucaksiz beynelsebeke,
    ayagimizi yerden kesti. Sonunda; O cesur yeni dunyaya, internete adim attik.
    Bu dunya GSM teknolojisi ve yeni nesil cep telefonlariyla cebimize kadar girdi. Bizim zamanimiz gelmisti...

    Ebeveynlerimiz "Hadi git ders calis." diyerek Atari’mizi saklamaya calissalar da,
    biz kara kutularimizi onlar evde yokken bulan yaramaz cocuklar olduk.
    Yepyeni bir gelecekte, insan iliskilerinde, pazarlama stratejilerinde,
    tasarimda yeni ufuklar acacak bu dunyada yerimizi kapmanin telasindaydik.
    Iste bu cocukluk hastaligi sayesinde bu gun internet ve mobil pazarlama konusunda
    yaratici ve etkili projeler ureten, genc ama tecrubeli insanlardan olusan bir ekibimiz var.
    Cocukluk hayallerimize, bilgi ve profesyonel deneyim kattik,
    her gun genisleyen bu sanal evrende biz de on siralarda yerimizi aldik.

    Dedik ya, kafamizi cok kucuk yasta ayarlamistik…

Hiç yorum yok: